Aucune traduction exact pour يَسْتَقْدِمُ
Traduire turc arabe يَسْتَقْدِمُ
turc
arabe
extended Results
-
ayak (n.)plus ...
-
bacak (n.)plus ...
-
morina (n.)plus ...
-
getirmek (v.)plus ...
-
ulaşmak (v.)plus ...
-
kemer (n.)plus ...
-
kuşak (n.)plus ...
-
boy (n.)plus ...
-
şekil (n.)plus ...
-
büyüklük (n.)plus ...
-
ileri (adv.)plus ...
-
figür (n.)plus ...
-
endam (n.)plus ...
-
ileriye (adv.)plus ...
-
ilerlemek (v.)plus ...
-
podyum (n.)plus ...
-
tanıtmak (v.)plus ...
-
orantı (n.)plus ...
-
gerçekten (adv.)plus ...
-
varmak (v.)plus ...
-
evvelce (adv.)plus ...
-
tanıştırmak (v.)plus ...
-
hakikaten (adv.)plus ...
-
zaten (adv.)plus ...
-
doğrusu (adv.)plus ...
-
gelmek (v.)plus ...
- plus ...
- plus ...
-
قَدَّمَ {[ِتَقْدِيِمًا]}plus ...
- plus ...
les exemples
-
Her ümmetin bir eceli vardir. O ecel geldiginde, ne bir ân erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.ولكل أمة أجل فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون ساعة ولا يستقدمون
-
Her ümmetin bir süresi vardır . Süreleri gelince ( onlar ) , ne bir an geri kalırlar , ne de öne geçerler , ( tam vaktinde batıp giderler ) .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmet için bir ecel vardır . Onların ecelleri gelince , ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler ( tam zamanında çökerler . )« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmet için belirli bir süre vardır ; vakitleri dolunca ne bir saat gecikebilir ne de öne geçebilirler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmetin başına gelecek musibete bir zaman takdir edilmiştir . Mukadder olan o zaman gelip çattı mı o musibeti ne bir an geriye atabilirler , ne bir an ileriye alabilirler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmet için belirlenmiş bir süre vardır . Süreleri dolunca ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçerler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmetin bir eceli vardır . Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmetin bir eceli vardır . O ecel geldiğinde , ne bir ân erteleyebilirler , ne de öne alabilirler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her ümmet için belirlenmiş bir müddet vardır . Vâdeleri gelince ne bir an geri bırakabilir , ne de bir an öne alabilirler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .
-
Her bir toplumun bir süresi vardır . Süreleri gelince ne bir an erteleyebilirler , ne de öne alabilirler .« ولكل أمَّة أجل » مدة « فإذا جاء أجلهم لا يستأخرون » عنه « ساعة ولا يستقدمون » عليه .