Şunun için tam çeviri sonucu bulunamadı اوابي
örneklerde
-
- Obby!اوبي اوابي
-
Kuslari da toplu olarak onun emrine vermistik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.والطير محشورة كل له أواب
-
Bir de Davud'a Süleyman'i bahsettik. Süleyman ne güzel kuldu. Çünkü o seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi.ووهبنا لداوود سليمان نعم العبد إنه أواب
-
(32-33) Onlara denir ki: 'Iste size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmedigi halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.هذا ما توعدون لكل أواب حفيظ
-
Her kapıda kamera var.لدينا كاميرات المراقبة على جميع الأواب
-
Rabbiniz içinizden geçenleri çok iyi bilir. Eger iyi kimseler olursaniz elbette Allah çok tevbe edenleri bagislayicidir.ربكم أعلم بما في نفوسكم إن تكونوا صالحين فإنه كان للأوابين غفورا
-
Simdi sen onlarin dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatirla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmisti.اصبر على ما يقولون واذكر عبدنا داوود ذا الأيد إنه أواب
-
(Bir de dedik ki): 'Eline bir demet al da onunla (esine) vur; yemininde durmamazlik etme.' Dogrusu biz onu sabirli bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir.وخذ بيدك ضغثا فاضرب به ولا تحنث إنا وجدناه صابرا نعم العبد إنه أواب
-
Toplanıp gelen kuşları da ( ona ram etmiştik ) . Hepsi onun nağmesine katılır ( beraber tesbih ederler ) di .« و » سخرنا « الطير محشورة » مجموعة إليه تسبح معه « كل » من الجبال والطير « له أوَّاب » رجّاع إلى طاعته بالتسبيح .
-
Biz Davud ' a Süleyman ' ı armağan ettik , ( Süleyman ) ne güzel kuldu ! Hep Allah ' a başvururdu .« ووهبنا لداود سلمان » ابنه « نعم العبد » أي سليمان « إنه أوَّاب » رجّاع في التسبيح والذكر في جميع الأوقات .