Examples

• Hepimiz edeceğiz. - Aynen öyle.
  نحن متهيئون
• Dışarıda bir blok ileride polisler saklanmış içeriye girmek için bekliyorlar.
  هناك شرطة متهيئة للتحرك
• Yan binadaki polisler harekete geçmek için bekliyorlar.
  هناك شرطة متهيئة للتحرك
• Bu votka için hazırım.
  أنا متهيئة لهذه الفودكا
• Bu kez hazırlıklı olduğunuzdan emin misiniz?
  هل أنت متأكده بأنك متهيئه لهذا الوقت؟
• Kendimi sana açılmak için çok hazır hissediyorum.
  أشعر بأني متهيئة جداً للانفتاح لك
• Onlardan biri August'mu sence? Kimse kim.
  يبدو أنهم متهيئين للذهاب إلى الكنيسة
• Yaz sonunda evlenİcem
  انا متهيئة تماماً للزواج في نهاية الصيف
• Ciddiyim, seni sevmeme izin ver.
  بجديّة ، اسمحيلي أحبك إنني متهيئ تماماً لحبك
• Her şey savaşta kullanılmak için hazırdı... her zaman, her yerde.
  كل شئ متهيئ لوقت الحرب بأي زمان، وأي مكان