Onlar , o ( ateş hendeği ) nin başında oturmuşlardı .
« إذ هم عليها » حولها على جانب الأخدود على الكراسي « قعود » .
Hani kendileri ( ateş hendeğinin ) çevresinde oturmuşlardı .
« إذ هم عليها » حولها على جانب الأخدود على الكراسي « قعود » .
Hazırladıkları hendekleri , tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup , inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur !
« إذ هم عليها » حولها على جانب الأخدود على الكراسي « قعود » .