Translate Turkish Arabic يلقح

extended Results

• gübrelemek (v.)
  لقح
  more ...

Examples

• - Milt... Milt. - Tamamdır.
  - يلقّح. . . لقّح. - حصل عليه.
• Gordon Moore, Milt.
  جوردن مور، يلقّح.
• Erkek olan taşıyıcıyı buluyor ve onu hamile bırakıyor.
  الذكر يجد العائل ويلقحه
• Milt, sen çok ama çok güzel bir adamsın.
  يلقّح، أنت جميل , رجل جميل.
• Böcek uçar ve baska bir ruh esine konar, onunla ask yapar dolayisiyla onu polenlemis olur.
  . . . يكتشف زهرة خليل أخرى وينكحه، هكذا يلقّحه.
• Üzerinden geçen bir erkek binlercesini döller.
  يمر عليهم ذكر واحد و يلقّح الآلاف
• İkinizin verdiği spermleri karıştırıp yumurtayı döllüyorlar.
  تتبرعا كلاكما يقومون بخلطهم يلقحون البيضة
• Doktorlar yeni aşı için birilerini arıyorlar.
  يريد الأطباء شخص ما أن يُلقح بلقاح جديد
• lekesiz tahtın varisi, dünyayı bereketlendiren 'büyük fil'...
  ...حارس للعرش .....الفيل العظيم الذي يلقح العالم بـ
• Kötü bebek getirir kuduz, ve postu deldirir uyuz. Tamam, şimdi...
  "يصاب الرضيع بالسّعار وعليه أن يلقّح" - .. حسناً ! الآن -