No exact translation found for نَعِيمًا
Examples
-
Çocukluğun cennet kıvamındaydı.!كانت طفولتك نعيمًا
-
Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün.وإذا رأيت ثم رأيت نعيما وملكا كبيرا
-
Bir anlık bir cennet gibiydi burası.حسنا كان هذا نعيما قصير الامد
-
Bunu bir kez okuyun, hayatınız mutlulukla dolacak.عندما ستقرأ هذا، ستكون الحياة نعيما.
-
1905'te, mucizevi bir yılda, yaptığı şöhret gerçekten inanılmazdı.آه ، أيام زمان الجميلة عندما كان الجهل نعيماً
-
Orada nereye baksan , bir ni ' met ve büyük bir mülk görürsün .وإذا أبصرت أيَّ مكان في الجنة رأيت فيه نعيمًا لا يُدْركه الوصف ، ومُلْكا عظيمًا واسعًا لا غاية له .
-
Her nereye baksan , bir nimet ve büyük bir mülk görürsün .وإذا أبصرت أيَّ مكان في الجنة رأيت فيه نعيمًا لا يُدْركه الوصف ، ومُلْكا عظيمًا واسعًا لا غاية له .
-
Oranın neresine baksan , nimet ve büyük bir saltanat görürsün .وإذا أبصرت أيَّ مكان في الجنة رأيت فيه نعيمًا لا يُدْركه الوصف ، ومُلْكا عظيمًا واسعًا لا غاية له .
-
Ne yana baksan nimetler görürsün , ne yana baksan , pek büyük ve zevalsiz bir saltanat ve devletler .وإذا أبصرت أيَّ مكان في الجنة رأيت فيه نعيمًا لا يُدْركه الوصف ، ومُلْكا عظيمًا واسعًا لا غاية له .
-
Oraya baktığında , nereye göz atsan büyük bir nimet , büyük bir mülk ve yönetim görürsün .وإذا أبصرت أيَّ مكان في الجنة رأيت فيه نعيمًا لا يُدْركه الوصف ، ومُلْكا عظيمًا واسعًا لا غاية له .