Examples

• Bir şey dokunmuşa benziyor.
  كأنهم متهالكون
• Sadece sürtükler, diğer sürtüklerin özgüvenini zedeler.
  سوى المتهالك يترك متهالك آخر يؤثر عليه
• Seninkini sormaya gerek yok.
  شعر أحمر، ورداء متهالك...
• Gemi eski ve hasarlı.
  ...هذه السفينة قديمة ومتهالكة
• Çok yaşlı ve çirkin görünüyordum.
  انها عجوز ومتهالكة
• İhtiyar bir korkak olarak.
  .كهل جبان متهالك
• Harabe bir otel var.
  فندق قديم متهالك
• Surlarınız harabe olmuş.
  لكن قلعتكم متهالكه
• Bu börek sarayının yalnız çatısı noksan.
  منزلك المتهالك يحتاج لسقف يظلله
• Felaket haberlerini dinleyemiyorum.
  !لا أحتمل سماع كلامهم المتهالك