Examples

• Senin lise tiyatronun sahnesinin tahtalarıyla çerçevelendi.
  مؤطر بخشب مسرح مدرستك
• - Evet. Ryan etkilenmiş ve senin için çerçeveletmiş değil mi?
  يتم تكبير ريان ومؤطرة ماذا؟
• Bunu bana yapamazsınız. Oyuna getirildim!
  لا يمكنك ان تفعل هذا. كنت مؤطرة!
• - Değilim. Bu durumdan rahatsızım.
  هل النص في إطار الكاميرا؟ مؤطّر، هكذا؟
• - Çerçeveci dükkânından fotoğrafımı aldın mı? - Hayır.
  هل أحضرت صورتي من عند المؤطر؟ - كلا -
• Yataklar, kahve masaları, yabancıların resimleriyle dolu çerçeveler.
  ...مرتبة جديدة، طاولة قهوة .صور مؤطـّرة لغرباء...
• Yani bunlar, bütün arkadaşlarımın ezik olduğunun çerçevelenmiş kanıtı.
  ستكون ذكرى مؤطّرة لكلّ أصحابي الفشلة
• Odama onun resmini astım.
  لدي صورة مؤطرة له في غرفتي
• Odamda onun çerçeve içinde bir fotoğrafı var.
  لدي صورة مؤطرة له في غرفتي
• Başından beri Renny'nin oyuna getirildiğini söyledim sana.
  قلت لك من ومؤطرة رينى بداية