-
Gerçeği gizlemek zorunda kalmak...
لا تخبر الحقيقة
-
Hayatımdan tiksinmek zorunda kalmaktan bıktım.
تعبت من طريقة حياتي
-
Sana gelmek zorunda kalmak istemedim.
لـم أرد أن آتـي إليـكِ
-
İlişkinizi açıklamak zorunda kalmak istemiyorsunuz.
لا تود الاضطرار لتفسير علاقتك
-
Seni dinlemek zorunda kalmaktan iyidir.
هذا أفضل من الإستماع إليك
-
Bunu yapmak zorunda kalmak istemiyorum.
لا أريد أن أضطر لأن أفعل ذلك
-
Bunları kullanmak zorunda kalmak istemiyorum.
لا أريد إستخدام هذه
-
Seni öldürmek zorunda kalmak istemezdim.
.لن يتحتم علي قتلك
-
Aileyle ilgilenmek zorunda kalmak çok zordur.
الاعتناء بالعائله امر صعب .
-
Sana yalan söylemek zorunda kalmak istemiyordum.
لم أكن أريد أن أضطر إلى أن أكذب عليك