-
Onu yaşatmak.
بأن نبقيه حياً
-
Onu yaşatmak.
أن نبقيه حياً
-
Aileme bunu yaşatmak istemedim.
لم أرد أن تعيش عائلتي ذلك الأمر
-
Sana bunları yaşatmak istememiştim.
لم أكن أقصد أن أجعلكِ تعانين
-
"Kalbinizde yaşatmak istiyoruz."
«نريد أن نسكن في قلبك».
-
Anneyi yaşatmak, bebeği yaşatmak anlamına gelir. Ameliyat süresince monitörü izleyeceğim.
ابقاء الأم حية يعني ابقاء الطفل حياً سأراقب الجراحة بينما يجريها هو
-
Onların ruhlarını yaşatmak bizim görevimizdir.
الذين كافحَو وضَحّو . . .لجَعْل هذه البلدةِ تَنْمو .إلى ما هي اليوم ويعود الأمر لنا لإبْقاء .أرواحه ألجميله حيه
-
Onu yaşatmak için kanamayı durdurmalıyım.
أريدك أن توقف النزيف وتبقيه حياً
-
Sana bunları yaşatmak beni öldürüyor.
إنني حزين للغاية أنني أسبب لكِ كل هذا
-
Amacımız yaşatmak biliyorsunuz Havaya uçabilirsiniz
هناك احتمال لنجاتكِ أتدرين هذا ؟ لكن أجزاء منك ستنفجر