Textbeispiele
  • Terbiye etmek çok zordu.
    من الصعب جداً تهذيبه
  • Bu eti biraz terbiye etmek lazım.
    سنحتاج أن نطرى هذا الجزء قليلا
  • Kızımızı terbiye etmek için erkenden kalktım.
    لقد استيقظتُ باكرًا لممارسة الرياضة
  • - Terbiye etmek için aç mı bırakıyorsunuz? - Aç kalmayacak, öğrenecek.
    أتنوين تجويعها حتى تطيعك؟ - لن تجوع، بل سوف تتعلم -
  • Şımarıklık yapmışsın, o da seni terbiye etmek istemiş.
    أنت كنت متصنتة... وهي أرادت تعليمك بعض حسن الأخلاق
  • "Doğayı Terbiye Etmek: Gerçek ailemin kim olduğunu merak ederim"
    الطبيعة في مواجهة الغذاء " أتسائل من يكون أهلي الحقيقيون
  • Diz dansı, sirk için şu küçük sevimli ayıları terbiye etmek gibi.
    كرقص الركبة؛ تدريب تلك الدب الصغير اللطيف للسيرك
  • Şunu unutma, terbiye etmek söz konusu olunca, Charlie piyano çalabilen bir köpek gibidir.
    مركّبه ببرنامج الفوتوشوب
  • Şunu unutma, terbiye etmek söz konusu olunca, Charlie piyano çalabilen bir köpek gibidir.
    تذكري فقط، عندما تحين التنشئة تشارلي)، ككلب يعزف البيانو)
  • Domuz paçalarını terbiye etmek 2 gün sürer ve bir davanın da tam ortasındayız.
    تستغرق أطراف الخنزيز يومين لتُنقَع