Textbeispiele
  • Kalkıp Gatsby'nin sırtını sıvazlamak istedim.
    أردت ان اقوم واصفع غاتسبي, على مؤخرته
  • Son iki saatimi onu yağla sıvazlamakla geçti.
    لقد قضيت اخر ساعتين أفرك الزيت على جسمه
  • Ama sırtını sıvazlamak da ne? Ona sarılmalıydın.
    لكنّك صفعته على ظهره؟ يجدّر بك أن تحضنه
  • Utanmasa kendi sırtını sıvazlamak için... ...ameliyat olur vallahi.
    سيحتاج الرجل جراحة أصفاد معكوفة بطريقة ضرب نفسه من الخلف
  • Kendall'ı görelim mi yoksa birkaç dakika daha... ...birbirinizin sırtını sıvazlamak ister misiniz?
    هل علينا ان نرى كاندال ام سوف تكمل تشجيع لبعض دقائق
  • Eğer mahkumlar basit bir hareketle... saçlarını sıvazlamakla yetinirse... bunda bir sorun görmüyorum.
    ن ألزمهم النزلاء، أنفسهم بحركة يد بسيطة ... عبر شعرهم ليس عندي مشكلة في هذا
  • Eğer mahkumlar basit bir hareketle... saçlarını sıvazlamakla yetinirse... bunda bir sorun görmüyorum.
    ن ألزمهم النزلاء، أنفسهم بحركة يد بسيطة ... عبر شعرهم ليس عندي مشكلة في هذا
  • Aquaphor'u kıça sürdüğünde... ...sadece kıç loblarına sürmüş olman yetmiyor... ...anüse doğru sıvazlamak da gerekli.
    لا يجب أن تدهن مؤخرته فقط بالملطف بل يجب أن تدهن فتحة الشرج أيضاً
  • Benim zamanımda sırtı bir sıvazlamak ve bir ceviz yeter de artardı bile.
    في يومي هذا ،أنا أربت على ظهركما ، والجوز كذلك ،لقد قطعتم شوطا كبيرا
  • Yaptıkları en ilginç şey yılda bir parti verip birbirlerinin sırtını sıvazlamak ve film yıldızlarıyla haşır neşir olmak.
    والشيء الوحيد المثير الذي يفعلونه هو إقامة حفلة عشاء كبيرة مرة في العام. حيث يربتون على ظهور بعضهم البعض