-
Amaç onun müdahale etmesini sınırlamaktı.
أنا فقط أقول، أن الخطة كانت أن نطوق مشاركتة
-
Clemenceau Fransa'nın güvenliği için Almanya'yı sınırlamak istiyordu.
كليمنصو" أراد تقييد ألمانيا" من أجل الأمن الفرنسي
-
Delil nakletmenin ilk kuralı... ...nakil miktarını sınırlamaktır.
حسناً .. أولاً نسيطر على الأدلة نحصر عدد من ينقله
-
Beni de kendine benzetip hasarı sınırlamak istiyor.
،يريد الحد من الأضرار .بجعلي واحداً من طبقتهم
-
Sınırlamak istiyor. Ayda 150'den fazla olmazmış.
هو يريد متوسط 150 أرنب في الشهر
-
Robotların kullanımına karşı çıkanlar ve sınırlamak isteyenler olmuştur.
هناك أقليّة تعارض و بشدّة "على إستخدام "البدائل البشريّة و تحاول أن تحد من إستخدامها
-
Benim gücümü sınırlamak için üstünlüğünü onların önünde gösterdi.
وتحجم سلطتي لا شيء أمامنا نفعله
-
Kural olarak, cesur kurtarmaları günlük bir taneyle sınırlamak isterim.
كقاعدة, احب ان ابقي .الانقاذات الجريئة لواحد فى اليوم
-
Ama babamın yaptığı gibi, seni sınırlamak gibi bir amacım yok.
انا لا اوافقة في حبسك
-
Seni hırpalamak istiyorlar, bu nedenle... ...duruşmada geçireceğin vakti sınırlamak istiyoruz.
ككيس ملاكمة، لذا نحن بحاجة للتقليل من وقتك فى المحكمة