-
Size sığınma hakkı vereceklerdir.
فإنهم سيعطونك حق اللجوء هناك
-
Sığınma hakkı sağlayabilir miyiz?
هل يمكن أن نمنحه اللجوء أم لا ؟
-
Sığınma hakkı istiyor.
تُريد ملجأً سياسيّ
-
Dışişleri onlara sığınma hakkı tanıyacak.
وافقت وزارة الخارجية على .منحهم اللجوء السياسي جميعاً
-
Ona burada sığınma hakkı verdiler.
ولقد وفر له حق اللجوء هنا في مكسيكو
-
Sığınma hakkı, kutsal bir yasadır.
باسم الرب إن قانون الملاذ مقدس
-
Sığınma hakkı! Sıkıntımın sebebi bu.
قانون الملاذ ، هذه هى المشكلة
-
Konuşmadan evvel sığınma hakkı istiyor.
تُريد ملجأً قبل أن تتكلم
-
Amerikalılar sığınma hakkı verince seni arayacağım, söz.
أعدك أن أتصل بك حالما يعطينا الأمريكيون حق اللجوء
-
Ona sığınma hakkı vermek için yetkili değilim.
أنا غير مفَوَّض لإعطاءها لجوء .