سَلَفٌ {ج أسلاف}
Textbeispiele
  • Selefinizin aksine.
    بخلاف سلفك
  • Bu manastırdaki selefim.
    بقد كان سلفي في هذا الدير
  • Selefimin eşyaları arasındaydı.
    .كان ضمن متعلقات سابقي
  • Bir açıdan selefin sayılırlardı.
    لقد كانوا اسلافك بطريقة ما
  • Kitty O'Neil, saygıdeğer selefim.
    كيتي أونيل " خليفتي الموقرة "
  • Bu, selefinden öğrendiğim bir ders.
    هذا الدرس تعلمته من،من كان ... بمكانك فيما مضى
  • Üzgünüm ama selefiniz hayatını kaybetti.
    حسناً, يؤسفني القول أن سلفك متوفي الآن
  • Evet, selefim de öyle söylerdi.
    نعم، هذا ما كان يقوله من سبقني في هذا المنصب
  • Bölgeyi selefine devrettiğinde ne olacak?
    لكن ماذا سيحدث عندما تسلم إدارتك للشخص القادم ؟
  • Aptal seleflerim hiç farketmemiş bile.
    أسلافي الأغبياء لم يلاحظوها أبداً