-
Yüksek sadakatlisin.
.إنّكِ وفيّة جدًّا
-
Bana tam sadakatli birvarlık.
الذي له مجموع ولاء لي.
-
Ama bu işe adanmışım, sadakatliyim.
لكنني مخلص موالي
-
Ama ikisi de değilim. Ben delicesine sadakatliyim.
لن أجيب إلا أني مخلص بشكل جنوني
-
Cin, özgür olmanı diliyorum. -Sadakatli bir prens olmuşsun-- --ne?
ياسمين أنا أحبك فعلا..لكن يجب أن أتوقف عن التظاهر بشئ لا أكونه
-
Sadakatli kabile liderlerini, Kıymetli taşlarla rüşvet vererek, satın almaya çalışıyorlardı.
كنا نحاول أن نكسب ولاء قادة القبائل المحلية عن طريق رشوتهم بالحجارة النفيسة
-
Ve ben de Caesar'ın ordusunun bakıcıyım! Caesar'a karşı sadakatli ol! O nerede?
(و أَنا مراقبُ جيش (القيصرِ - هل ذلك تحت الولاءِ للـ (قيصرِ) ، أين هو ؟ -
-
Müşterilerinin yarısını kaybettiler. - Doğru bir nokta, iyi bir görünüm... ...istiyorsunuz ama sadakatli müşterilerinizi
- وكانوا يخسرون نصف زبائنهم - نريد مظهر جديد لكن لا تريد خسارة الزبائن
-
O sizi vaftizle kutsadı... kutsal evlilik için sizi zenginleştirdi ve güçlendirdi... ...sadakatli evliliğinizin vazifelerini yerine getirmeniz için.
..لقد جعلكما مباركين في تجربتكم ...و أثراكما و قواكما في الزواج المقدس حتى يمكنكما تنفيذ واجباتكما الزوجية... .في وفاء تام و دائم
-
O sizi vaftizle kutsadı... kutsal evlilik için sizi zenginleştirdi ve güçlendirdi... ...sadakatli evliliğinizin vazifelerini yerine getirmeniz için.
..لقد جعلكما مباركين في تجربتكم ...و أثراكما و قواكما في الزواج المقدس حتى يمكنكما تنفيذ واجباتكما الزوجية... .في وفاء تام و دائم