-
Paylaşılamayacak hiçbir payeye heveslenmemeli.
انه يجب ان لا تطمح الى الفضيله التي لا يمكن تقاسمها
-
"... payeyi yüceltmek için sakındım. "
"من اجل ثنى إطار النافذة
-
Hayır. Bu sadece bir paye.
لا ، انه فقط شرف
-
21 paye şeref atışı. Tabutun bayrağa sarılır.
وإطلاق تحية من البندقية 21 طلقة وإلتفاف الأشرطة في جميع أنحاء تابوتك
-
Onlara yüksek payeler ve onurlar veriyoruz.
ونكللهم بالغار والشرف
-
- İhtiyacı var, biraz payete - Ve memelere
يلزمها المرح - والنهود -
-
Beni sakinleştirmek için payeler icat etmeyin.
لا تشريف أكثر لجعلى هادئ
-
Tanrı kurban bekleyen payen bir yaratık değil.
الله لا يطلب الالم ومشاركة التضحيات
-
Neden High Star davasında kendinize paye çıkarmadınız?
إذن , لماذا لم تنالي سمعة النجمة المشهورة
-
Ben asla kendime böyle bir paye vermedim.
لقد كنت تعلمين باني لم أمل من بيل أي شي