-
Kundakta kutsanmış İsa...
الرحمه يا ايها المسيح الرحيم
-
Bu, Musa'nın kundak beziydi.
كانت هذه من قماطة موسى
-
Kundak binalara yapılır.
الحريق حدث للممتلكات
-
Sen daha ben kundaktayken ölmüştün.
مات بعدما ولدت
-
# Ve kundakta 1 Maggie verdi #
و (ماجي) في حاضنة صدرية
-
Kundaktaki bebek gibi oracıkta yatıyor.
.متمددةٌ هُناك مثل خنزير على كنبة
-
Kundaktaki bebek gibi oracıkta yatıyor.
.نائمة بين كفتي رحي
-
Birkaç haftalık ve kadife kundakta.
هو بعمر بضعه أسابيع ، ويرتدى شال ذو قطيفة ناعمة ؟
-
Kundak bombaları gece yarısına ayarlandı.
لقد جهزت القنابل لتنفجر عند منتصف الليل
-
Bir bebek bulacaksın... ...kundağa sarılmış...
سوف تجد طفلا ...ملفوف في ثياب التقميط