-
Ama kullanışsız.
لَكنَّه مُتعبُ.
-
Çok kullanışsız.
هذا غريب
-
Dişleri artık kullanışsız.
لقد أصبحت أسنانه بلا فائدة
-
Resim çok bulanık, kullanışsız.
الصـورة غيـر واضحـة إنهـا بـلا فـائـدة
-
Bu saçmalık. Bu kullanışsız.
فهذا أمر سخيف
-
Bu kullanışsız. Dediğiniz gibi.
أنا أراه عملياً كما تقول
-
Kullanışsızdı. Siktiğimin şeyini vadiye tekmeledim.
لقد كانت عديمة الفائدة وقمت بركلها الى الجدول
-
İşte, tüm bunlar kullanışsız değil.
حسناً، لم كل هذا غريباً إذا أردت المساعده فها أنا أساعدكِ
-
Bununla beraber, politikacılar da kullanışsızdır.
,وعلاوة على ذلك ، الأيديولوجيات التي تفرّق الإنسانية
-
Göze çarpan ve kullanışsız bir biçimde...
بطريقة صارخة وغير عملية