-
Kaybedersen de kayıplarını karşılarım.
بهذا أحصل على 60% من كل شيء تكسبه من كل الرهانات
-
Eğer Vandermeyer İnşaat kayıplarını karşılarsa,
"لو ان مؤسسة "فاندرماير ارادت ان تقلل خسائرها
-
General Haig 1916'daki Somme muharebesindeki adamlarının kayıplarına karşı kayıtsız görünmüştü.
بدا الجنرال "هييج" غير مُهتماً بحياة رجاله في معركة "سوم" في 1916
-
İçgüdüsel olarak, aklın almayacağı kadar büyük ve telafi edilmez bir kayıpla karşı karşıya olduğunu hissediyor.
الغرائز التي تبدو كتهديد لخسارة كبيرة لا رجعة فيها وذلك العقل أخذ حوله التدبير
-
Ama o kayıp şehre karşı sadakatim var benim.
لكن عندى إخلاص ل"مدينة ضائعة"
-
İki kayıp çocuk da karşı koymadan gitmiş.
كلا الطفلين المفقودين من الواضح انهما ذهبا بدون صراع او احتجاج
-
Ona karşı ölümcül kayıplar vermişliğimiz vardır.
وقد عانينا خسائر جمة أمامه
-
- Kayıp mı ettiniz, nasıl? - Karşı koydu.
فقدتوه، كيف؟ - لقد قاوم -