-
Sen katı kalpli kaltağın tekisin, sana söyleyim.
إنّك ساقطة عديمة الرحمة، أقول لك ذلك
-
Çok katı kalplisin… Bunu diyen sensin öyle mi?
أنتِ قاسية القلب هل هذا الكلام موجه لي ؟
-
Micheal Jessie'nin planladığın hikayeyi görür. (Katı kalpli Bluth)
و(مايكل) بعد ما رأى القصة التي قامت (جيسي) بنشرها
-
Cehennemde görüşürüz daha iyi. Ama neden? Neden bu kadar katı kalplisin, dayı?
لكن لماذا؟ لماذا أنت قاسٍ يا عمي؟ لماذا؟
-
Bir İngiliz kadar katı kalpli olacağım. Seni selamlıyorum gözümün nuru İstanbul.
(فشل البريطانيون في السيطرة على (تانجا ووقع منهم 700 إصابة
-
Babam belki katı kalpli bir iş adamıydı... ...ama soğukkanlı bir katil değildi.
فلربما كان أبي ...رجل أعمال قاسي القلب ولكنه ماكان سيقتل بدمِ بارد