-
Bireysel hakları ihlal etmekte."
لتدمير مُثلنا الديمقراطية
-
Sözleri ihlal etmekten hoşlanmıyorum.
لا أحب كسر الإلتزامات
-
Bu yaptığınız, mahremiyetimi ihlal etmektir.
هذا اجتياح جسيم على خصوصياتي
-
Aşağıdaki kuralları ihlal etmekten suçlusun.
: أنت مذنبة بالإخلالات التالية
-
Özel hayatı ihlal etmektir o.
إنها عملية غزو في حق الخصوصية
-
Bölümü'nü ihlal etmekle itham ediliyorsunuz.
من قانون لجنة التجارة الاتحادية
-
Bölümü'nü ihlal etmekle itham ediliyorsunuz.
من قانون لجنة التجارة الفيدرالية
-
Güvenlik Kanunlarını ihlal etmekten suçlu bulundu.
اكتشفت السلطات أنه قام بخرق* *الشفرة الأمنية
-
RICO maddesini ihlal etmekten dolayı tutuklandınız.
أنت مقبوض عليك بسبب إنتهاكك للقانون
-
Federal memur. Volstead kanununu ihlal etmekten tutuklusunuz.
ضابط فدرالى انتم قيد الاعتقال لمخالفتكم قانون فولستيد