-
Hesaplaşmak için.
.تصفية الحسابات
-
Dünya bizimle hesaplaşmak zorunda
على العالم أن يتعامل معنا
-
Doğru, hesaplaşmak için buradayız.
صحيح , نحن هنا لننتقم.
-
Doğru, hesaplaşmak için buradayız.
صحيح ، نحن هنا لننتقم
-
Ben, Alphonse. Hesaplaşmak istiyorum.
انا الفونس انا اريد التسديد
-
Benimle hesaplaşmak mı istiyorsun?
ألديك مشكلة تريد تسويتها معي؟
-
Onlarla hesaplaşmak zorundayız.
يجب أن نواجهها برؤوس مرفوعة
-
- Ne? - Hesaplaşmak için bir şey.
ماذا ؟ - - لينتقم منهم
-
Philip yaptığı şeyle hesaplaşmak zorundaydı.
فيليب كان لابد له ان يتعامل مع ما فعله
-
Sence onlar hesaplaşmak için dışarıda değiller midir?
ألا تعتقد أنهم يسعون لرد الثأر ؟