-
Bunu göze almak zorundayız.
.علينا ان نخاطر
-
Bazen tehlikeyi göze almak gereklidir.
أحياناً تكون المخاطرة أمراً لابد منه
-
Korkarım tehlikeyi göze almak gerekiyor.
و أنا أخشى أن المخاطرة مطلوبة
-
Bunu göze almak ister misin?
هل تريد أن تأخذ تلك الفرصة ؟
-
-O riski göze almak istemiyorum.
أنا لن أخاطر بالأمر , موافق؟ و ماذا إن أردتُ
-
Gelmemeleri ihtimalini göze almak istemedim.
لم أُرد أن أخاطر بإمكانية عدم قدومهم
-
Sakladım. Tekrar çalınma riskini göze almak istemedim.
لقد اخفيته، لم أريد أن يسرق ثانية
-
Bu göze almak istediğim bir risk.
أنا راغبة في تلك الفرصة
-
- Pişmanlığı göze almak zorundayız. Peki, tabii.
علينا أن نخاطر بالندم
-
Fakat bunları seninle birlikte göze almak istiyorum.
ولكنّي أريد أن أواجهها معك