Textbeispiele
  • Onu ferahlatmak istiyorum.
    وأنا أنوي جعله يرتوي
  • Babam yalanla gönül ferahlatmaktan çekinmezdi. Yumruğunu konuştururdu.
    ،أبي لم يزعج نفسه بالكذب .لقد كان يستخدم قبضته
  • Ayrıca, ferahlatmaktan bahsedip duruyorlar... ...ve bu edebi bir şekilde tokat atacak.
    ،كذلك، استمروا بالحديث عن الانتعاش وهذه الفكرة حرفيًا .بمثابة صفعة على الوجه
  • Poponuzu ferahlatmak için biraz su bulun... ...kendinize çünkü eşek gibi tepişince serinlemeniz gerekir.
    اذهبوا وابحثوا عن بركة السباحة واغمسوا اجسامكم فيها
  • Bu arada herhangi bir konu hakkında konuşmak isterseniz... ...içinizi ferahlatmak isterseniz... ...buyurun elinizi kaldırın.
    في هذا الوقت، إذا كنت لديك شيء ربما أنك نريد أن نتحدث عن، شيء تريده للحصول على صدرك،
  • Bu arada herhangi bir konu hakkında konuşmak isterseniz... ...içinizi ferahlatmak isterseniz... ...buyurun elinizi kaldırın.
    في هذا الوقت إذا كان لديك شيء إنه الوقت لإن تتحدث عنه شيء ما تخرجه من صدرك
  • Peynir tabağı sipariş edip... ...iki çeşit kokmuş peynir önüne gelince... ...o iki peynir arasında ağız tadını ferahlatmak için... ...ufak tatsız tuzsuz bir kraker yersin ya?
    ،حسناً، أنت تعلم عندما تطلب شطيرة جبنٍ ،وتحصل على نوعين من الجبن النّتن من ثمّ تأكل تلك الرّقاقة البيضاء الصغيرة غير المملحة الموجودة بين الجبن من أجل تطهير حنككَ؟