-
Oldukça ehliyetli.
كان ماهرا
-
Wayne Dunlap. Georgia ehliyetli.
(واين دنلاب) (رخصة (جورجيا
-
Gerçekten, tam ehliyetli biriyim.
حقا أنا مؤهل تماما
-
Buna ben ehliyetliyim.
.انا قادرة على ذلك
-
Aslında en ehliyetli kişi o.
انه فعلا الاكثر تأهيلا
-
Martha Kent çok ehliyetli bir kadın.
مارثا كينت إمرأة قديرة
-
İşi olmayan ehliyetli bir sürücü mü?
حسناً رُخصة قيادة بدون بذل مجهود ؟
-
Tamam, kenara çekilin. Ehliyetli sürücü geliyor.
حسناً، ابتعدوا عن طريقي فالسائق المحترف قادم
-
Karşındaki adam sokak süpürme aracı ehliyetli tek adamdır.
هو الرجلُ الوحيدُ في هايلندز .يملك صلحية تَشْغيل الة كنّسِ الشوارعَ
-
Ehliyetli bir arkadaşın falan? Sen benim arkadaşım değil misin Hank?
و يكون معها تصريح للقيادة ؟ - ألست صديقي يا (هانك)؟ -