Textbeispiele
  • Aynısı akaryakıt istasyonları için de geçerlidir.
    ونفس الشيء مع مضخات و محطات الغاز
  • Akaryakıt istasyonlarındaki tanklar gibi, onlar bazen çatlayabiliyor.
    مثل النوع المستخدم في محطات البنزين كما تعرف أنها تتصدع في بعض الأحيان
  • Akaryakıt istasyonlarındaki tanklar gibi, onlar bazen çatlayabiliyor.
    مـثلَ نـوعِ الخـزانـات لدى (محـطـاتِ الـبنـزين)كـمـا تعـلم تتـصدعُ أحـيـانـاً
  • Kira, ihtiyaçlar, akaryakıt ve telefon faturasından sonra.
    بعد سداد الإيجار و الخدمات الوقود و الهاتف وفرنا القليل- كم؟-
  • Kartımı sadece akaryakıt ve kahve için kullandım.
    أستخدم البطاقه فقط لأجل الوقود و القهوه
  • Bu görüntü 4 gün önce bir akaryakıt istasyonunda çekildi.
    تمّ التقاط هذا الشريط قبل 4 أيّام
  • At bokundan bomba yapmayı öğrendi, bilirsin işte, gübre ve akaryakıt.
    جعلتهم ينخرطوا في صناعة القنابل التافهة تعرف ، الاسمدة وزيت الوقود
  • Akaryakıt teslimatları, yiyecek ve alışveriş, küresel kesintiye uğrar.
    و كذلك تدفق المياه و إمدادات الوقود و المواد الغذائية والسلع في جميع أنحاء العالم
  • - Ed, akaryakıt fıskiyeleri ne durumda? - Soğumasına 30 saniye var.
    إيد كيف الوقود يهدأ في خلال (30) ثانية
  • Olmaz efendim, Bombay çok uzak. Çok akaryakıt harcar... ...ve arabam hasar görür. Hayatta olmaz.
    لا سيدي مومباي بعيدة جدا, وستستهلك الكثير من الوقود وسوف تدمر سيارتي إنه مستحيل