-
Sonra çakılmak!
ثم فجأة
-
Tekrar yere çakılmak istemiyorum.
هل سنصطدم ثانية
-
"Bam!" diye çakılmak istiyorum.
!أعني ، أريدها أن تكون مثل ، بام
-
Yere çakılmaktan iyidir. Hadi.
أفضل الذهاب إلى السجن على الموت هيا بنا
-
Seferi olmak, karavanda çakılmaktan iyi.
المنازل المتنقلة أفضل بكثير من المقطورات
-
Televizyonun karşısına çakılmak istemediğimden beri.
.منذ أن لا أريد أن أقابل التلفاز
-
Sanırım beraber çakılmakla ilgili bir şey söylüyordun...
الان, هل قلتى شيئا عن السقوط معا.
-
Ne yaptığını biliyormusun? Çakılmak için bekledin sen.
أتعلم ماذا كنت تفعل؟ ...كنت منتظراً الهزيمة
-
Çakılmak üzere olan bir uçakta mesela.
ربما في طائرة متوجهة نحو سفح جبل
-
Çünkü, diğertürlü bir kaya gibi çakılmak durumundalar.
لأنه في بعض الأحيان نسقط كالصخر.