-
CRICKETT: Biraz çapraşık gözüküyor.
يبدو هذا معقدا
-
Çok çapraşık, çok. Tamam
ذلك مبهم,مبهم جدا,حسنا
-
- Zaten bu çok çapraşık. - Çapraşık mı? Hiç sanmıyorum.
علي أية حال، أظن أن هذا ملتبس - ملتبس؟ لا أظن هذا -
-
Evet. Düşündüm. Şu çapraşık ay ışınlarına bak!
أجل. أظن ذلك - انظر إلى تلك القوالب المعقدة -
-
Şu çapraşık ay ışınlarına bak! Bakıyorum, bakıyorum.
أنظر إليها بالفعل
-
Dünyanın çapraşık bir yer olduğunu biliyorsun.
.تعلمين أن العالم مكان غامض
-
Vaxilar Yatırım. Çapraşık bir şeye benziyor.
."فاكسيلر للاستثمارات" .تبدو غامضة
-
Herhangi bir şeyle ilgili çapraşık örneklemeler yapar.
كان سيعمل تناظر غامض على أيّ شيء
-
Öyle ki, ebeveynlerin hayatta karşılaştıkları... ...zorluk ve de kolaylıklara dair çapraşık deneyimleri... ...çocuklara aktarılır.
بطريقة ما، تجربة الأهل مع تحديات الحياة ومقدار صعوبة أو سهولة الحياة تمر الى الاطفال
-
Dinle, daha önce de benimle olduğun için bir kez oğlunu kaybettin zaten.... çünkü benimle çapraşığı aldınız
.. إستمع ، أعلم بأن إبنك ضاع منك من قبل بسبب علاقتك بى