-
Sadece evimizi güzelleştirmek istiyordum.
.(ليس له علاقة بـ(برايس... .لقد كان عن جعل بيتنا بشكل أفضل
-
Benim işim sizi güzelleştirmek.
عملي هو جعلك تبدين جميلة
-
Lekeleri güzelleştirmek zor olabiliyor ama.
لكن صعب أن تجعل اللوَيّن جميل وذهبي
-
Tadını güzelleştirmek çok çaba istemiyor.
كلا, لا أوافقك هذا يتطلب موهبة
-
Ama sadece orayı güzelleştirmekle kalmayacağız.
لكن أتعلمان ماذا؟ سوف تعوض عن نفسها
-
Sonucu daha da güzelleştirmekten rahatsızlık duymam.
حسنٌ, لا أمانع الوصول إلى أقصى الحدود
-
Benim için şirketin amacı hayatı güzelleştirmekti.
لكن بالنسبه لريتشيد.. كسب المال يأتى أولاً
-
Bu kokuşmuş dünyayı güzelleştirmek için gelmiştim.
لا يبدو لي انك من جعل هذا العالم السيء أفضل مكان
-
Yine de annen gelmeden etrafı güzelleştirmek istiyorum.
ولكني أريد أن يكون... .المكان جميلاً عندما تحضر
-
Gününü güzelleştirmek için sana çiçek getirdim.
أحضرت لكم أزهاراً