-
Fidanlıklara gidelim.
فلنذهب الى المشاتل
-
Birçok fidanlıkta gözcülük yapmış.
وقد طوّق عدّة مشاتل لأجل هذا
-
Şimdi kendisine fidanlık açmış.
الآن تمتلك هذا المشتل
-
Bizim zamanımızdaki fidanlık.
.أطفال في يومنا هذا
-
Curtis bitki aldığım fidanlığın sahibi.
كورتس) يملك الحضانة حيث اشتري نباتاتي )
-
Fidanlıkta vesikalık fotografın mı var?
يوجد كأس عليه صورتك في المشتل ؟
-
Veronica'yı Noel'de fidanlıklara bakması için Hindistan'a götürdüm.
(إصطحبت (فيرونيكا) إلى (الهند في عيد الميلاد لرؤية المزارع
-
Annemi fidanlıkta ziyaret ederken birkaç defa görmüştüm.
لقد التقيت به عدة مرات عندما كنت ازورها في الحضانة
-
Fidanlıkta sorgulanırken bir ziyaretçisi olduğunu söyledi.
لقد قال، عندما كانوا يستجوبوه ... في الحضانة، جائه زائر
-
"Sevdiğim bahçesine, fidanlıklarına, tohum ekmeye, zambak toplamaya gitmiş."
حبيبي نزل إلى حديقته إلى مساكب التوابل ليأكل في الحدائق ولجمع الزنابق -أنا هي حبيبي