Textbeispiele
  • Aklıma bununla akıtmak geldi.
    حسناً, اكتشفت فقط أنه يمكننا أن نصبه خلال هذا
  • Kan akıtmak yok!
    لا دماء إذاً
  • Dobel zehrini akıtmak istedi sadece.
    سمّم دوبيل البئر.
  • Kan akıtmaktan büyük zevk alıyoruz.
    تثير دمائنا بأكبر قدر من المتعة
  • Kan akıtmaktan büyük zevk alıyoruz.
    تثير دمائنا بأكبر قدر من المتعة (كامو)
  • 'Gözyaşı akıtmak, erkeklerin en kötü silahıdır
    محمد كان من مدينة مكة
  • Mide sıvısını akıtmak moralimi yerine getirir.
    فلترة السائل المعوى سوف ترفع من معناوياتى
  • Kan, akıtmaktan başka ne işe yarar?
    لماذا الدمّ أذن, إن لم يكن للإراقة؟
  • Yiyeceğe para akıtmak da semeresini veriyordu.
    وإنفاق النقود على الطعام أثمر حقاً
  • Adamın üstüne kurtlarını akıtmak hoş olmaz.
    ،أجل .لا تريد أن يتسرّب دودك للرّجل