-
Birisi avunmakla meşguldü besbelli
أحدهم كان مشوشاً
-
Birisi avunmakla meşguldü besbelli
من الواضح أن أحدهم .كان مشتتاً
-
Avunmak istemiyordum, arkadaş da.
ولكن لا أريد أن أشعر بتحسن ولا أريدُ أصدقاء
-
O kadar mutsuzdu ki, avunmak için Mark Levine'in yatağına koştu.
هي حزينةُ جداً تَرْكضُ للإيجاد عزاء في سريرِ مارك ليفين
-
Alkolik olan annesi avunmak için dindar olur ve hızla bir bağnaza dönüşür.
أمّها، مدمنة كحول تتجه لدين الراحة وتصبح متعصّبة بسرعة