-
Geçmişle boğuşmaktan bıktım usandım.
أنا سئمت وتعبت من المشاجرة بشأن الماضي
-
Boğuşmak mı istiyorsun?
هل ترغبين فى القتال ؟
-
Onunla boğuşmak zorunda kaldım.
.كان يجب أن أصارعها عليه
-
- Şu an böceklerle boğuşmakla meşgulüm.
أحاول أن أحفظ الحشرات في .أنفي وخارج فمي
-
- Şu an böceklerle boğuşmakla meşgulüm.
انا احاول ان ابقي الحشرات داخل انفي لكن خارج فمي
-
Aile yeni aldığı haberle boğuşmaktadır.
لقد ناضلت هذه العائلة مع الأخبار التي تلقتها
-
Ödenek Komitesi ile boğuşmak zorunda kalacaksın.
سيكون عليكِ أن تأخذي ذلك فوق .بلجنة الإعتمادات
-
Oğlum boğuşmakta ama kızım cin gibi!
يُكافحُ إبنُي قليلاً لكن بنتَي حادّةُ كمسامير.
-
Buradan ayrılmadan önce dalgalarla boğuşmak istiyorum.
اريد ركوب الامواج قبل ان ارحل
-
Bir kadın olsun. Tüm dünyayla boğuşmak istemeyiz.
.دعنا نقصر الأمر على السيدة .ليبقي الأمر بسيطا