İlgili Sonuçlar

• nezaket (n.)
  إذن
  daha fazlası ...
• başak (n.)
  أذن
  daha fazlası ...
• öyleyse (adv.)
  إذن
  daha fazlası ...
• sanki (adv.)
  إذن
  daha fazlası ...
• böyle (adv.)
  إذن
  daha fazlası ...
• öyle (adv.)
  إذن
  daha fazlası ...
• izin
  أذن
  daha fazlası ...
• izin vermek
  أذن
  daha fazlası ...
• kulak
  الأذن
  daha fazlası ...
• müsaade
  أذن
  daha fazlası ...
• öyleyse
  أذن
  daha fazlası ...
• kadar (adv.)
  إذن
  daha fazlası ...
• permi (n.)
  إذن
  daha fazlası ...
• kibarlık (n.)
  إذن
  daha fazlası ...
• kulak (n.)
  أذن
  daha fazlası ...
• kulp (n.)
  أذن
  daha fazlası ...
• kabza (n.)
  أذن
  daha fazlası ...
• tutamak (n.)
  أذن
  daha fazlası ...
• tutamaç (n.)
  أذن
  daha fazlası ...
• müsaade (n.)
  إذن
  daha fazlası ...
• erişim (n.)
  إذن بالوصول
  daha fazlası ...
• namaz için ezan okudu
  أذن للصلاة
  daha fazlası ...
• kulakzarı (n.)
  طبلة الأذن
  daha fazlası ...
• kulaks vermek
  طَبْلَةُ الأذن
  daha fazlası ...
• kulakçık
  صوان الأذن
  daha fazlası ...
• kulak çınlamak
  طَنِينُ الأذن
  daha fazlası ...
• kulak (n.)
  صوان الأذن
  daha fazlası ...
• başak (n.)
  صوان الأذن
  daha fazlası ...
• ağır işitmek
  ثقِيل الأذن
  daha fazlası ...
• labirent (n.)
  الأذن الباطنة
  daha fazlası ...

örneklerde

• Topuklu ayakkabılarımı giymek, peruk, takma kirpik ve kulak takıp... ...kulübe gitmek için trene binmek zorunda kaldım.
  لذا إضطررت لوضع الشعر المستعار والكعب العالي والشفرتي الأعين الإصطناعية وأقراط الأذن، وأركب القطار .إلى النادي