örneklerde
  • Seni yarı yolda bırakmak istemedim.
    لم أرِد التخلي عنك فحسب - وأنا كذلك -
  • - Seni yarı yolda bırakmaktan nefret ediyorum.
    أكره تركك معلقة
  • Tek yaptığım şey, onu yarı yolda bırakmaktı. Ona bunları söyle.
    . كل ما فعلته هو أنى خذلتها . أخبرها ذلك
  • En affedilmeyecek olan şey onları yarı yolda bırakmaktır.
    تخليت عن هؤلاء الرجال ، وهذا أكثر شيء لا يمكن غفرانه
  • Sihir sevenleri yarı yolda bırakmak istemezsin değil mi?
    لا تريد ان تجعل الجمهور الخاص ببرنامج السحر يحبط منا
  • Eğer beni yarı yolda bırakmaktan endişeleniyorsan... ...merak etme, benim için fark etmez.
    إنه فقط .. أعنى .. لو أنك تخاف أن تخذلنى أتعلم .. الأمر عندى أهون كثيراً من ذلك
  • Konu bu değil. Eğer beni yarı yolda bırakmaktan endişeleniyorsan... ...merak etme, benim için fark etmez.
    ليس هذا, إذا كنت لا تريد .... أن تخيب أملي فإنه من الأسهل لي
  • Kusura bakma, Jason. Filmin için üzülüyorsun. Seni yarı yolda bırakmak istemiyorum, ama...
    آسف, (جيسون) بالنسبه الى الفيلم ... لا أقصد ان أعلق شيئا , لكني
  • -Ben de seni yarı yolda bırakmak istemedim, benim de planlarım iptal oldu.
    أُلغيت خططي كذلك
  • Son 20 yıldır beni yarı yolda bırakmak istemenle hiçbir ilgisi yoktur.
    عدى حقيقة أنك قضيت آخر 20 سنة تبحث عن طريقة شنقي