örneklerde
  • Biraz heyecanlandırmak içindi.
    .كلّ ما فعلته أني أثرتها قليلا، تعرف
  • Seni... gerçekten heyecanlandırmak.
    ...هي أن أجعلك متوتراً جداً
  • Fikriniz beni halen heyecanlandırmakta.
    أنا يجب أن أقول الفكرة مازالت تثيرني
  • Emin olmadan kimseyi heyecanlandırmak istemiyorum.
    لا اود تحذير اي احد حتي نكون متاكدين
  • Tabi, erkek arkadaşının yanında bayanı heyecanlandırmak istemem.
    لا أريد أن أثير السيدة و بالأخص إذا كان حبيبها هنا
  • Bu toplantının amacı herkesi.. ..kararları hakkında heyecanlandırmak.
    ،فيكرام) أنت تسأل العديد من الأسئلة) .وأنا أحب ذلك !أهلا يا جدتي! أهلاً !(مايكل)
  • Kalabalığı heyecanlandırmak için bir yemdi sanırım?
    كان مجرد اضافة ليسبب حماس الجمهور, صحيح؟
  • Bütün vaktimi onu heyecanlandırmak için harcıyorum ve o bunu heyecan verice buluyor!
    أنا أقضي وقت كل هذا جعله إنشودة زنجية أكثر وهو يقول إنه أزيز!
  • Her zaman yapmak istediğim "tek şey öğretmek," - - "dünya hakkında" "gençleri heyecanlandırmak," -
    كان التدريس هو كل ما أردت ... أن أفعله ... الوقوف أمام غرفة مليئة بالشباب محاولاً إثارة حماسهم ... حيال العالم
  • İnsanları heyecanlandırmak ve kargaburun ile onları hareket ettirmek mi? Biri konuşuyorsa, kapa çeneni.
    بربط رجل لكرسي وضربه - إخرس بينما يتكلم -