örneklerde
  • Bu karalamaktır.
    .هذا تشهير
  • - Karalamak mı?
    فاتهم شيء - تلطخ سمعة"؟" -
  • Karalamak güç değildir.
    الأفتراء لايعنى القوه
  • - Oh, çizemiyorum. Oh, karalamak.
    صباح الخير نينا _ حسنا... صباح الخير _
  • O bizi karalamak istedi.
    يريدون إهانتنا
  • Tek yaptığımız insanları karalamak.
    .كل ما نفعله هو استبعد الناس
  • Mahkemede bir insanı karalamak kolaydır.
    من السهل إدانة طرف واحد بالمعادلة
  • - İsmimi karalamak isteyen biri olmalı.
    .حسناً، شخصاً ما يحاول الأيقاع بي لكي يشوه أسمي
  • Karalamak, kara çalmak, kara bir gün.
    .و هناك الكثير "إبتزاز , الصوت المضاد , سافل"
  • Kürsüye çıkmanın tek nedeni Hanson'u karalamak.
    أنت يَجِبُ أَنْ تَعْرفَ بأنّك تَأْخذُ الجناح a إتّهام عام لهانسن.