örneklerde
  • Rezervlerimiz var.
    لدينا إحتاطى.
  • Rezervlerimiz var.
    لدينا إحتياطى
  • Tahıl rezervlerini satmaya başladı.
    لقد بدأ فى بيع إحتياطى الحبوب
  • Roma'nın tahıl rezervlerini satıyor.
    إنه يبيع أحتياطى "روما" من الحبوب
  • Oyunun anahtarı sermaye rezervleri.
    الغرض من ذلك إحتيـاطي رأس المـال ليس إلا
  • Rezerv edilmemiş. uygun...
    غير محجوز... متوفر
  • Enerji rezervleri düşük.
    تَحْجزُ الطاقةُ مستوى واطئَ.
  • Ulusal rezervlerin, yerlerini işaretlemiş.
    إنه يشير لخزانات الماء الوطنية.
  • Rezervlerinin çoğunu boşaltacağım.
    سيستنزف ذلك معظم مدخراتك
  • Elmas yok, rezerv yok.
    بدون الماس لا نساوي شيء