örneklerde
  • Savunmasını tahkim etme hakkı var.
    انه يستحق فرصه لترسيخ موقفه
  • Tahkim edilmiş bir şehirdeki çan kulesinde tek başımaydım.
    وجدت نفسي على عشّ طير في مدينة محصّنة
  • Garnizonun düşündüğümüz kadar iyi tahkim edilmediği ortaya çıktı.
    يبدو أن المعسكر لم يكن محصن - كما اعتقدنا
  • Bu bir tahkim şartı, ama burada bağlayıcı olmayabilir.
    ذلك شرطُ تحكيم، لَكنَّه قَدْ لا يَرْبطُ هنا.
  • Çok iyi tahkim edilmiş efendim. Oraya inemezsiniz. Teşekkür ederim.
    الوحصن شديد الحراسة ولن تستطيع الهبوط هناك
  • Tahkim edilmis bir sehirdeki çan kulesinde tek basimaydim.
    وجدت نفسي على عشّ طير في مدينة محصّنة
  • Müvekkilinize söyleyin, eğer bir sonraki tahkime gelmezse... ...bilgisayarında ne bulduğumu Bayan Florrick'e söyleyeceğim.
    أخبر موكلك أنه إذا لم يحضر إلى حكمنا (القادم سأخبر السيدة (فلوريك
  • Jabba'nın oğlunun o manastırda tutulduğunu düşünüyoruz... ...ama tek başımıza ulaşamayacağımız kadar sağlam tahkim edilmiş efendim.
    إننا نعتقد بأن إين (جابا) محتجز هناك ولكن الحزب محصن جيداً
  • Hemen şunu söyleyeyim, her ne kadar bu ofis, bir mahkeme salonu olmasa da... ...her iki taraf da tahkimi kabul etti.
    دعوني أبدا بقول أنه رغم عدم كون هذا المكتب محرجاً كقاعة المحكمة كلى الجهتين إتفقو على إلى حكم حيادي
  • Her nerede olursanız , ölüm sizi bulur ; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile . Onlara bir iyilik dokunsa : " Bu , Allah ' tandır " derler ; onlara bir kötülük dokunsa : " Bu sendendir " derler .
    « أينما تكونوا يدرككُّم الموت ولو كنتم في بروج » حصون « مشيدة » مرتفعة فلا تخشوا القتال خوف الموت « وإن تصبهم » أي اليهود « حسنة » خصب وسعة « يقولوا هذه من عند الله وإن تصبهم سيئة » جدب وبلاء كما لهم عند قدوم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة « يقولوا هذه من عندك » يا محمد أي بشؤمك « قل » لهم « كل » من الحسنة والسيئة « من عند الله » من قبله « فمال هؤلاء القوم لا يكادون يفقهون » أي لا يقاربون أن يفهموا « حديثا » يُلقى إليهم وما استفهام تعجب من فرط جهلهم ونفي مقاربة الفعل أشد من نفيه .