New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
örneklerde
-
Barış yaklaştıkça, kayıplara göğüs germek zorlaşıyordu.والأقرب إلى السلام ، كان الأقوى فى تحمل الخسائر
-
Acıya göğüs germek lazım, değil mi?اللعب عن طريق الألم، صحيح؟
-
Göğüs germek her erkekten beklenen bir şeydir.انها جيدة يا فتى شكرا لك سيدي
-
Kahramanla birlikte olmak onun fedakarlıklarına da göğüs germek demektir.،كونكِ على علاقة ببطلٍ .يعني قبول تضحيات ذلك البطل
-
Sevgileri oldukça sıra dışı bazı durumlara göğüs germek zorundaydı.على حبهم أن يكون شجاع للحالات الاستثنائــيه
-
Hitler, lider olduktan sonraki 7 yıl içinde... ...Nazi Partisi büyük zorluklara göğüs germek zorunda kaldı.لكن الآن سبع سنوات بعدما أصبح "هتلر" زعيما الحزب النازي كان يفشل على نحو كئيب في الكفاح العظيم
-
Bu zorlu günlere göğüs germek; kendine çeki düzen verip... ...hayatın amacına odaklanmaktan geçer.وهذا هو ما يحافظ دماغك على قيد الحياة. الباقاء على قيد الحياة ومفتاح تلك الأيام الصعبة هو رفع نفسك...
-
Bu zorlu günlere göğüs germek; kendine çeki düzen verip... ...hayatın amacına odaklanmaktan geçer.ولنتخطى تلك الايام الصعبه يجب أن نركز على تحقيق أهدافنا في الحياه
-
Bu zorlu günlere göğüs germek; kendine çeki düzen verip... ...hayatın amacına odaklanmaktan geçer.الباقاء على قيد الحياة ومفتاح تلك الأيام الصعبة هو رفع نفسك... والبقاء مركزا على هدف حياتك
-
Sırf babam ikinci oldu diye bir sürü zorluğa göğüs germek zorunda kaldım.وكبرت في بيئة صعبة لأنه والدي حل الثاني