New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
örneklerde
-
Korkarım ki lüzumlu bir şey.ولكن الأمر أصبح ضرورة
-
Güzel. Gerektiği gibi davranıyorsun. Lüzumlu kargaşayı, usulüne göre yaratıyorsun.،جيد، أنت تتصرف كمـا ينبغي .من أجل أن تخلق الحيرة الضرورية
-
Güzel. Gerektiği gibi davranıyorsun. Lüzumlu kargaşayı, usulüne göre yaratıyorsun.،جيد، أنت تتصرف كمـا ينبغي .من أجل أن تخلق الحيرة الضرورية
-
Kutsal, "Kainatı Uçup Terk etmeden Salık Alınması Lüzumlu şeyler" demek.ان الكتاب المقدس هو التعليمات الاساسية وقبل ترك الارض.
-
Bunu yapamazsın! Buna karşı kanunlarımız var babalık. İyi sebepler yüzünden lüzumlu yasalar.لا يمكنك فعل ذلك , عندنا قوانين ضده بولك .. قوانين جيدة , وللملعون سبب جيد
-
Onunla da zaman geçirmekten gerçekten hoslanirim, ama onun da ifadesini almak lüzumlu degil.أنا أحب قضاء الوقت معها أيضاً لكن ليس بالضرورة سألقى أرضاً من أجلها