New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
örneklerde
-
Gözlükçülerin efendisi!!سيّد العدسات
-
Zorla gözlükçüye götürdüm.أنا كان لا بُدَّ أنْ أَسْحبَه أسفل إلى المخزنِ.
-
30'lu yaşlarında. Gözlükçü.في منتصف الثلاثينات ,طبيبة عيون
-
Lexington'da,bir gözlükçü var. Doğru.هناك طبيب عيون في حيّ ليكسينجتون
-
Gözlükçüye gitmem gerekti de. Ne?.أريد أن أرى أخصّائيّ بصريّات - ماذا؟ -
-
- Baban bir gözlükçü değil mi? - Bir zamanlar.- انه أخصائى نظارات...أباك ؟ - أعتاد ذلك
-
Şimdi John'a bir mesaj yollamam için gözlükçüyü görmem gerekecek.(لأرسل رسالة لـ(جون .بهذا الشأن
-
Gözlükçüdeki kadın dedi ki; sahip olduğun yüz şekline göre... bu gözlükleri kullanmalıymışsın.والمرأة في محل البصريات قالت لي ,بأنه ومع شكل وجهك عليكِ ارتداء هذه الإطارت
-
Allahtan orası bir gözlükçü dükkânıydı... ...hiçbir tanık gerçek bir tanımlama yapamaz.من حسن الحظ كان هذا في مكتب طبيبا للعيون ولن يتمكن اي من الشهود ان يتعرفوا عليك بشكل مؤكد
-
Şimdi ben de yeni bir takım gözlükçüye sipariş veriyorum... ...tıpkı her zaman yaptığım gibi.والآن سأتّصل بمُساعدك الشخصيّة .لتجلب لك زوجاً آخر، مثلما أفعل دائماً