örnekler
Ne tedbirsizlik.
أمر سيء
Plandan sapmak tedbirsizlikti belki.
قد يكون الانحراف عن الخطّة" "تصرّفاً غير مدروس
İhmal ve tedbirsizlikten ölüme sebebiyet verdiğim için.
لقد أدنت بالقتل الغير متعمد
John, aptal olma ve tedbirsizlik etme.
.جون)، لا تكُن غبى، أبقي رأسك مُنخفض)
Bu zanlının kendine güveni tedbirsizliğin sınırında.
هذا الجاني لديه ثقة أقرب إلى التهور
Orduyu böyle düşünen insanlardan kurma fikrinin tedbirsizlik olacağını hissettiler.
ومع أزدياد عدد معتنقى الإسلام زادت معه المعارضة له
Orduyu böyle düşünen insanlardan kurma fikrinin tedbirsizlik olacağını hissettiler.
وتستمر القصة لتحكى بأنهم أحسوا بأنه سيكون من الغباء تكوينهم لعناصر الجيش من هذا الصنف من الناس
Tedbirsizlik yaparak bir arkadaşının ailesiyle kalması için Bath'a gitmesine izin verdim.
بحماقة كما سيتضح لي سمحت لها بالذهاب لباث مع عائلة صديق