عَرَضَ {[ِعَرْضًا لِلْب}
Examples
Onu satışa çıkarmak zorundasınız.
لا بد أن تأخذه للسوق
Evini satışa çıkarmak zorunda kaldı.
إضطر الى عرض منزله للبيع
Son iki yıl, ev satışa çıkarmak için... ...hiç iyi bir zaman değildi.
لم تكن السنتان الماضيتان مناسبتان لبيع الشقة
Babam Maureen Ashby'e, Clay'in... ...kendisini kulübü silah satışından çıkarmak... ...istediği için öldüreceğinden korktuğundan bahseden mektuplar yazmış.
أبي كتب رسالة إلى " مورين آشبي " يخبرها بمخاوفه وأن " كلاي " سيقتله لإخراج الأسلحة من النادي
Bak, bu adamların satışlarını 18 sayfaya çıkarmak zorundayım.
يجب أن أجعل هؤلاء الرجال يزيدون صفحاتهم إلى 18 صفحة.