تَعَسَ {[َتَعَسًا]}
Examples
Çünkü bu sürekli perişan olmaktan daha iyi.
لأنه أفضل من نكون بؤساء طوال الوقت
Yani gitmem gerek ama perişan olmak istemiyorum.
أعني ، يجب أن أغادر و لكن ليس من الضروري أن أكون بائسة
En azından hayatın boyunca yalnız ve perişan olmaktan iyidir.
على الأقل هو أفضل من أن تبقى وحيدا و بائسا لبقية حياتك
Evet. Perişan ve meşhur olmak mı, perişan ve meçhul olmak mı?
اعني هل تفضل ان تكون بائس معروف
Hayır, bir izlemin bırakmayı başardık. Evet. Perişan ve meşhur olmak mı, perişan ve meçhul olmak mı?
حسنا لقد كان سيئا لكن لم لا ننظر للجانب المشرق من الموضوع
Ve mutlu olmak yerine, perişan oldum.
أحسنت مع الراهبة
Bu kadar perişan bir durumda olmak için çok küçük.
إنها صغيرة على التعاسة!