Examples
İşleri düzene koymak onun için çok önemliydi.
لكن لديه اشياء مهمة بالنسبة له
Her zaman işleri düzene koymak zorunda değilsin.
لا يجب عليك اخفاء مشاعرك دوماً
Büyükannelerinin işlerini bir düzene koymak için onun evine gitmişler.
لقد ذهبـوا لمنـزلهـا حتـى يقـومـوا بتـرتيـب أمـورهـا و ممتلكاتهـا
Hayatını düzene koymak için yardım istemek yerine uyuşturucuya sarılıyor.
لا تتشاجر مع زوجها اتجهت للمخدرات بدلاً من طلب المساعدة لإدارة حياتها
İşleri düzene koymak için biraz zamana ihtiyacı var.
لا أنتي تعرفين هي تحتاج لبعض الوقت لتنظيم بعض الأشياء
Lincoln'de hayatımı düzene koymak sadece bir kaç haftamı aldı.
لقد طلب من الأمر قليل من الأسابيع لتغير حياتك
İşleri düzene koymak için biraz zamana ihtiyacı var.
من المؤسف ان ((جودث)) لم تقدرك
Yaşantını tekrar düzene koymak için, hatırladın mı? Bu ikinci bir şanstı.
لتستعيد حياتك ، أتذكر؟ .إنها فرصة ثانية
Biz üçüncü düzeye iskele koymak istiyorsuz... bugün çocuklar tuğlarla uğraşacaksınız...
سوف نضع مستوى ثالث في السقالات اجعل رجالك يعملون في الطوب اليوم