Examples
Delilleri karartmak.
الآن، هناك دليل
Tek yapabildiğin odayı karartmak mı?
أكل ما بمقدوركَ فعله هو تعتيم الغرفة ؟
Tek yapabildiğin bir odayı karartmak mı?
أكل ما بمقدوركَ فعله هو تعتيم الغرفة ؟
Onu yavaşça öldürerek hayatını karartmak istiyorum.
أريد أن أدمّر حياته ، لقتله ببطء شديد
Onu yavaşça öldürerek hayatını karartmak istiyorum.
أريد أن يصل ألمه حتى روحه، ليلاً ونهاراً
Affedersin, içini daha fazla karartmak istemedim.
،عذرًا لم أكن أسعى إلى مزيد من الشؤم
Affedersin, içini daha fazla karartmak istemedim.
عذرًا لم أكن أسعى إلى مزيد من الشؤم
Niyetim ne onun, ne de babasının hayatını karartmaktı.
أنا كنت على وشك أن أخرّب . . حياتها، أَو أبوها.
Bombok bir hayatım var. Başka kimsenin hayatını karartmak istemem.
لن أقحم أحد في حياتي البائسة هذه
Bunun gibi saçmalıklar için adamın hayatını karartmaktan anlar.
القضاء على الأشخاص بسبب تفاهات كهذه