Examples
- Neye? - İmtiyazlara.
ماذا ؟ - الاعانة
Avukat- Müvekkil imtiyazı.
إمتيازات موكل المحامي
Bu müdürün imtiyazıydı.
الضرب كان من حق المدير فقط
Elbette imtiyaz alamayacaktın!
بعملك القذر. لا عجب أنك !لا تستطيع الحصول على منصب
İmtiyazınıza gıpta etmiyorum.
لا أحسدكِ على ذلك
- İmtiyaz talebinde bulunduk.
،"أصدرنا "طلب أولويّة سنعرف المزيد قريباً
Arazi imtiyazlarını satın alırken.
عندما كنت تؤجر الارض
İmtiyazların ağaçta yetişmediğini biliyorum.
أعرف أن الانتاجات الضخمة لا تسقط من السماء
Büyükşehir başkanlarının imtiyazı.
إمتياز لجميع محافظي المدن الكبرى
- Öncüler imtiyazı, Top.
يبدوا جيدا