Examples
Evet, bunu biliyorum. Ama, efendim,kavrulmak üzereyim.
نعم أعلم ذلك لكن ياسيدي أنا عطشان
Bir satranç delisi yüzünden kavrulmak istemiyorum.
لا أريد أن ينتهي بي الأمر بأن يهزأ بي لاعب شطرنج مختل
Ateş denizinin içerisinde kavrulmaktan ötürü de değildir.
وليس الإحتراق في بحيرة من النار
Gün ışığında kavrulmak gibi bir niyetim yok.
أنا بالتأكيد لا أريد أن أقلى في الشمس.
Ne diyorsunuz, ekip Sıcaktan kavruldunuz mu? - Kavrulmak ne demek?
ما رأيكم أيّها الطاقم؟ أأحدكم ظمآن؟ - ما معنى "ظمآن"؟ -
Güneşte kavrulmak zorunda değildin. Şu kremi sürelim, en azından daha fazla yanmazsın.
كي لا تلسعك آشعة الشمس ضع هذا المسحوق ليحميك منها
Bitkiler sadece zehirlenmek ve güneşte kavrulmakla baş etmez... ...dondurucu koşullarda da yaşayabilirler.
ليس بإمكان النباتات التعامل مع التسمم والجفاف والحروق فقط بل وهي متجمّدة أيضاً